MAUSOLEUM ANIT MÜZESİ

24 yıl boyunca Karia Satraplığı yapan Maussollos, iktidarının ihtişamını ölümünden sonra da devam ettirmek için,  kendisine bir mezar anıtı yaptırmaya başlamıştır. Ancak Maussollos mezarın bitişini görememiş M.Ö. 353 yılında ölümünden sonra karısı tarafından devam ettirilmiştir. Maussolleion’un inşasında döneminin en ünlü heykeltıraşları ve mimarları ile çalışılmış, Prokonnessos (Marmara) adasından getirilen mermerler ve Bodrum Koyunbaba Mevkii’nde yer alan taş ocağından getirilen yeşil renkli taşlar kullanılmıştır. Yapı o kadar ihtişamlıdır ki antik dönem yazarları bu yapıdan “Dünyanın Yedi Harikası” ndan biri olarak bahseder. Öyle ki günümüzde anıt mezarlar için kullanılan Mozole kelimesinin kaynağı da “Maussolleion” dan gelmektedir.

Anıt Mezarın inşasında iki mimarın adı geçmektedir. Bunlardan ilki aynı zamanda Priene Athena Tapınağı’nın da mimarı olan Pytheos’dur. Diğer bir mimar ise Satyros’tur. Antik metinlere göre Pytheos inşa tekniklerinde o kadar zarif bir işçilik kullanırdı ki ayrıca bir süsleme yapılmasına gerek kalmazdı. 105×242 metre ölçülerinde bir teras üzerinde inşa edilen mezar, dört ana bölümden oluşur. En altta yüksek bir podyum, üzerinde 36 adet ion tarzı sütunlara sahip bir bölüm, bu bölümün üzerini örten 24 basamaklı çatı ve en üstte de Quadriga (dört atlı araba) içinde Maussollos ve Artemisia’nın heykelleri yer almaktadır. Anıtın yüksekliği bu şekliyle yaklaşık 50 metredir.

Antik yazar Vitrivius, Amazon-Yunan savaşlarının sahnelendiği kabartmalar ve diğer heykeltıraşlık eserlerinde M.Ö. 4. yüzyılın en önemli heykeltıraşlarından olan Skopas, Leokhares, Bryaksis ve Timotheus’un çalıştığını bildirmektedir. Anıtın Doğu cephesinde Skopas, batı cephesinde Leokhares, kuzey cephesinde Bryaksis ve güney cephesinde Timotheus çalışmıştır. Çatıda yer alan Quadriga, yapının mimarı Pytheos tarafından yapılmıştır.

Maussollos öldükten sonra yakılan bedeninin külleri mezarın podyum kısmında yer alan odaya konulmuş ve kapı bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır. Dönemin ritüellerine uygun olarak genişçe merdivenlerle inilen mezar odasının önünde tavuk, koyun, inek gibi hayvanlar kurban edilerek Maussollos öbür dünyaya olan yolculuğuna uğurlanmıştır.

Yaklaşık 1650 yıl ayakta kalan yapı, M.S.1304 yılında meydana gelen bir deprem sonucu yıkılmıştır.  1402 yılında Bodrum’a gelen St. Jean şövalyeleri depremde yıkılmış olan anıt mezarın taşlarını sökerek Bodrum Kalesinin inşasında kullanmışlar ve depremden daha da yıkıcı bir zarar vermişlerdir. Ardından İngiliz Lord Stradford (1846) ve C.T. Newton (1856-1858) yaptıkları çalışmalar sonrasında Maussollein’dan arda kalanları British Museum’a taşımışlardır. 1966-1977 yılları arasında Prof. Dr. Kristian Jeppesen başkanlığındaki Danimarkalı bir ekip Maussolleion’da bilimsel kazılar yapmıştır.  Bu kazılar sonucu ele geçen eserler 1982 yılında düzenlenen Maussolleion Anıt Mezar Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır.

Bilet gişesini geçtikten sonra sol tarafta yer alan sergi salonunda;  mezarın planı, maketi, British Museum’a götürülen frizlerin alçı kopyaları, kazılar sırasında ele geçen küçük eserler ile geriye kalan iki adet orijinal kabartma parçası bulunmaktadır. Bu salonu gördükten sonra mezar odası gezilebilir. Mezar odasına giriş, sundurma altında görülen merdivenlerden sağlanmaktadır. Bu alanda mezara ait adak yeri ve su kanalları bulunmaktadır. Odanın kuzeyinde görülen duvar, mezar alanını çevreleyen koruma duvarının (peribolos) bir kısmıdır. Çevrede görülen mermer tamburlar mezarın üst kısmındaki sütunlara aittir.